top of page
Ara

‘Tasarımsal Düşünce’, çevik şirketler için neden bu kadar önemli?

Klasik ürün geliştirme metodolojilerinde, kapsam ve ayrıntılı gereksinim tanımı için iş birimleriyle beraber çalışmak iş analistinin rolüdür

Klasik ürün geliştirme metodolojilerinde, kapsam ve ayrıntılı gereksinim tanımı için iş birimleriyle beraber çalışmak iş analistinin rolüdür. Ancak teori ele alındığında, iş analistlerinin "çevik" projelerdeki rolleri eksik kalabilmektedir. Genellikle iş birimleri arasından seçilen, ‘ürün sahibi/yöneticisi’ olarak adlandırılan, ‘product owner’ adıyla bilinen yeni bir rol; iş analistinin yerini almaktadır. Ürün Sahibi/Yöneticisi, gereksinimleri ‘Tüketici/Kullanıcı Hikayeleri’ formatında  tanımlamak ve bunları ‘product backlog’ olarak adlandırılan havuzda önceliklendirmekten sorumludur. Ürün veri havuzu, çözüm kapsamını da temsil etmektedir.


Ürün Sahibi/Yöneticisi’nin, gereksinim tanımını doğru ve tam yapabilmesi için iyi düzeyde süreç bilgisine ve deneyimine sahip olması gerekmektedir.


Ancak birçok şirkette; iş birimi yöneticileri, kıdemli kişileri kendi departmanlarındaki daha kritik gördükleri işlerde görevlendirerek; daha az kıdemli kişileri, ‘Ürün Sahibi/Yöneticisi’ olarak atayabilmektedir. Deneyimin yanı sıra, az kıdemli Ürün Sahibi/Yöneticileri gereksinimlerin belirlenmesinde ve yönetim süreçlerinde eksik kalabilmektedir. Bu durum çevik projelerdeki kapsam tanımı ve yönetimini riskli hale getirerek, proje sürecindeki teknik borçların artmasına sebep olabilmektedir.


Bu riski azaltabilmek adına; kıdemli iş analistleri, Ürün Sahibi/Yöneticisi olarak atanabilir.  Eğer Ürün Sahibi/Yöneticisi iş birimlerinden seçilecekse; çevik ekibi yalnızca yazılım geliştiricilerden ve test mühendislerinden oluşmamalı, iş analistleri de bu ekibe dahil olmalıdır.


Riski azaltmanın bir başka yolu ise, çevik projeler başlamadan önce Tasarımsal düşünce atölyeleri düzenlemektir. Atölyeler, proje paydaşlarının çözüm kapsamı ve proje hedefleri doğrultusunda aynı yönde ilerlemesine  yardımcı olmaktadır.

  • Çevik ekip üyeleri, atölye çalışmasının ilk aşamasında; sonraki aşamalarda projenin ana hedefi olarak ele alınacak problem ya da fırsatın tanımlanmasına katkı sağlarlar.

Atölyenin bir parçası olarak yer alan .evik ekip üyeleri, projenin hedef kitlesinin belirlenmesinde de rol alırlar. Bu durum projenin ilerleyen aşamalarında, memnuniyet yaratılacak kitlenin iş birimleri temsilcilerinden ziyade, hedef kitle (müşteri) olması konusunda farkındalık kazandırılmasına yardımcı olur.

  • Çevik ekibi, tasarımsal düşünce atölyelerinin araştırma safhasında; müşteriler ile görüşmeler düzenleyip onları dinleyerek (Neler söylüyorlar?) ve gözlemleyerek (Neler yapıyorlar?)  ihtiyaçlarını ve sıkıntı yaşadıkları noktaları belirler. Sonrasında bu araştırma sonuçlarını sistematik bir şekilde aksiyon alınabilecek içgörülere dönüştürürler. Elde edilen içgörüler, tasarlanacak çözümün fayda sağlamasının ötesinde müşteriler tarafından cazip hale gelmesine de temel oluşturur.

  • Tasarımlar düşünce atölyeleri sırasında ortaya çıkan fikirlerden kullanıcı öyküleri oluşturmak (Kullanıcı/Tüketici hikayesi) oldukça pratik ve tamamlayıcı bir yaklaşımdır. Her fikir, müşteriye katacağı değer ve fikrin uygulanış zorluğunun değerlendirilmesi ile önceliklendirilir. Fikirler önceliklendirme yapılarak; “İşte bu!“: çok zorlanmadan uygulanılabilecek yüksek değerli fikirler”, “Peki ya nasıl?“: gelecekte kullanılabilecek fikirler”, ve “Şimdi ne yapabiliriz?": çabuk kazanımlar” şeklinde sınıflandırılırlar.

Bu sınıflandırma çevik ekiplerinin ürün geliştirme ve proje planlama sürecinde Kullanıcı/Tüketici hikaye’leri önceliklendirmesi için oldukça değerlidir.

  • Tasarımlar düşünce atölyelerinde fikirler prototipleştirilip kavramsal bir çözüme dönüştürülür. Bu kavramsal çözüm; hem fikirleri somutlaştırmak, hem de müşteri geri bildirimlerini almak için kullanılır. Prototipleştirilen kavramsal çözüm bütün çevik ekibini aynı noktada buluşturarak, herkesin proje boyunca ‘neden’ ve ‘ne yapacağına’ dair netlik kazanmasına yardımcı olur.

Çevik projelerde büyük resim net olmadığından, tasarımlar düşünce ile elde edilen üst düzey atölye çıktıları ve kavramsal prototipler, projenin başlangıcında bilinmeyenlerin netleştirilmesinde ve bu bilinmeyenler nedeniyle teknik borç riskinin azaltılmasında büyük katkı sağlamaktadır.

0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page